Barışa dair...

"Çocuğun gördüğü düştür barış",diyor şairim Ritsos. Ne kadar güzel ve etkileyici. Bir çocuğun düşü onun çocuk oluşunun bütün saflığını ve kirlenmemişliğini içermez mi? İşte barış, biraz da dünyanın saf ve kirlenmemiş halidir. İnsanın kendini 'eşref-i mahlûkat' olarak görme kibrinin yok olduğu bir dünya hali.
Sınıf savaşları,ulus savaşları,din savaşları ve egemenlik savaşlarının bir daha başlamamak üzere tarihin çöplüğüne atılmasıdır barış. Nihayetinde barış proleterlerin, ezilenlerin, sömürülenlerin mücadeleleleri sonucunda elde edilebilir, çünkü egemenler çıkarlarını sadece savaşlarla elde edebilir/koruyabilir. Eğer egemenler barış istediklerini söylüyorlarsa ya bir savaşı kazanabilecek güçte değildirler ya da savaşa hazırlık yapmak için zaman kazanmak istiyorlardır veyahut çıkarları bunu gerektiriyordur. Bir çocuğun düşünü egemenlerin kirli emelleriyle kabusa çevirmemek için barış için eyleme geçmeliyiz. Barış için eylemde bulunmak,aşk dolu bir yaşamın tohumunu atmaktır ve o tohum filizlenip fidana durduğunda "bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine" dizeleriyle günlerimiz aydınlanacak...

Yorumlar