Çocuklar öl(dürül)ürken...

Çocuklar öl(dürül)üyor ama biz önce kimliğini soruyoruz. Müslüman mı, Hristiyan mı, Yahudi mi, Alevi mi, Kürt mü, Türk mü, Ermeni mi, Arap mı, nereli?  Çocuklar dalgalara kapılıp kıyıya vuruyor, çocuklar keskin nişancılar tarafından av gibi acımasızca katlediliyor, çocuklar bombaların hedefi oluyor, çocuklar hırpalanıyor, çocuklar alınıp satılıyor,çocuklar çocukluklarına bakılmaksızın hayatın en ağır tokatlarını yiyor.
Çocuklar diyorum her gün birer,onar,yüzer,biner öl(dürül)üyor ama hayat devam ediyor. Biz kendi kirlenmiş hayatlarımızın bulanık gözleriyle bakıyoruz onlara ve çocuklar bulanıklaşıyor, suni bir kimliğe bürünüp karşımızda duruyorlar. Bize benzeyenleri, bizim gibi olanları seçiyoruz içlerinden ve sadece onları seviyoruz, onlara üzülüyoruz, onlara ağlıyoruz. Kalanlara yüzümüzü dönüyoruz, görmezden geliyoruz, küfrediyoruz, hırpalıyoruz. Çocukları pazarda meyve, sebze, kıyafet seçer gibi seçiyoruz. İşte bizim postmodern insanlık anlayışımız, işte bizim çocuk sevgimizin mide bulandıran öyküsü. Söyler misiniz bana hangi kutsalınız bir çocuğun hayatından daha değerlidir? Eğer dünyanın her hangi bir yerinde her hangi bir çocuğun öldürülmesine sessiz kalıyorsak ve çocuk ölümlerinin olağanlaştığı bu sistemi değiştirmek için hiçbir şey yapmıyorsak ,hepimiz katiliz ve bir katil olarak yaşamaya devam ediyoruz.

Yorumlar