An'ın Yüceliği

        Umutsuzluk çağında mı yaşıyoruz? Çaresizlik mi sarmış dört bir yanımızı? Yarına dair iyi şeyler yok mu yüreğimizde? Kalbimiz aklımızın yarattığı yasalara boyun mu eğiyor,yoksa aklımızın makul yasalarını kalbimiz mi çekilmez bir hale getiriyor?
   Ah zaman, sen misin her anımızı böyle ağır bir yüke çeviren? Dünün acısı tarih mi oldu? Peki ya bugün? Ah zaman, yarına ne demeli, beklemeli miyiz? Yoksa çok mu erken? 
   An'ın acısını mı taşıyoruz kalbimizde, ta o ilk atıştan beri? Aklımız zincire mi vuruyor kalbimizi? Kalbimiz,aklımızla amansız bir savaşa mı tutulmuş?
   Ah zaman, kalbimize kaç ömürlük acı yazdın? Peki ya aklımız, kalbimizin neresine düşer: Dününe mi, bugününe mi, yarınına mı?
   Umut hep yarında mıdır? Umutsuzluk,şimdi'nin kalbinde mi atıyor?
Dünümüz,'keşke'nin acımasızlığıyla mı döşenmiş? 
   Anladık ey zaman,an'ın yüceliğini:Umut da onda,umutsuzluk da ve keşkeler de... Evet, evet... Cennet de onda,cehennem de;kalbimiz de onda,aklımız da... 
   Bir tek 'şimdimiz' var, 'bu yaşadığımız an'... Birazdan 'geçmiş' olacak ve 'şimdi' 'geçmiş' olurken, çoktan 'gelecek' olmuş olacak aslında...

Yorumlar