Aslı Serin: "Keşkelerle yaşamayı öğreniyoruz. Keşke öğrenmeseydik. "



Hangi yazar, şair veya karakterle bir gününüzü geçirmek isterdiniz? Neden?

Aslı Serin: Turgut Uyar. “Üçyüzbin” şiirini gerçekten milli piyango biletine yazıp yazmadığını sorardım. Çok önemli, 300.000 kadeh kırıldı bunun için.

Okumakla ve yazmakla ilgili ilk anınızı hatırlıyor musunuz? Ne hissetmiştiniz? 

AS: Soruyu iyi anladığımı sanmıyorum, iki farklı şekilde anlıyorum ikisinin de cevabı, hatırlamıyorum.



İlk kitabınızı elinize aldığınızdaki duygu neydi? 

AS: Bu benim mi şimdi demiştim. Kitabın üzerinde de öyle yazıyordu. Yalnız şunu belirtmeden de geçmek istemem, büyük şeyler atfetmiyorum. 

Sizden bir tek cümle/dize geriye kalsa, hangisi olsun isterdiniz?

AS: “papatyalardan kaktüslere geçişimiz elbette kolay olmadı”

Yazmak eylemi sizce hangi renktir?

AS: Simsiyah.

Bir tercih yapmak zorunda kalsanız okumayı mı, yazmayı mı seçerdiniz?

AS: “Okumadan yazılamaz” klişesini savunmuyorum. Bu yüzden ikisini de seçerdim.

Hangi karakterinizin sizi yaratmasını isterdiniz?

AS: Roman, öykü yazarı arkadaşlarımız sanırım bu sorunuzun muhatabı.

Yaşar Kemal “ben ‘angaje’, bağımlı bir yazarım, kendime ve söze ve insanın onuruna bağımlıyım” der. Siz angaje bir yazar mısınız?

AS: Karşı komşulara, çay servisi yapan Sibel’e, borulara, kaktüslere, aşka, asgari ücrete, enflasyon oranına, kedilere, kendime angajeyim. 

Yazmak bir tutku mu, yaşama biçimi mi, yoksa bir başka şey mi sizin için? 

AS: Başka bir şey.

Genel olarak hayatınızda, özel olarak da yazma eyleminizde hiç keşkeleriniz oldu mu? 

AS: “Keşkeler keş eder” diye bir duvar yazısı vardı. Keşkesiz olmaz. Keşkelerle yaşamayı öğreniyoruz. Keşke öğrenmeseydik.

aslı serin, haden öz, oggito söyleşileri, edebiyat, şiir, roman, söyleşi

Yorumlar