Onur Çalı: "Edebiyatın barışla, adaletle, özgürlükle, eşit paylaşımla yakından ilgili olduğunu düşünüyorum."



Hangi yazar, şair veya karakterle bir gününüzü geçirmek isterdiniz? Neden?

Onur Çalı: Bizim Büyük Çaresizliğimiz'deki Ender ve Çetin’le. Ama Nihal ve abisi olmayacak. Sadece üçümüz. Ankara sokaklarında birlikte dolaşıp akşama doğru eski Tavukçu’da iki kadeh rakı içmek isterdim. Neden? Çünkü öyle bir dostluğa ihtiyacım var.

Okumakla ve yazmakla ilgili ilk anınızı hatırlıyor musunuz? Ne hissetmiştiniz?

OÇ: Dokuz yaşındayken bir çocuk dergisine bir şiir göndermiştim. Herkes çok ilgiyle ve sevinçle karşılamıştı ama benim heyecanımı tam olarak paylaşacak birini bulamamıştım. O his kalmış bende. Bu daha sonra da geldi başıma. Galiba bu yüzden, zamanla kendimi ikiye bölmeyi öğrendim. İşyerinde ya da edebiyatla ilgisi olmayan arkadaşlarımın yanında bu türden sevinçlerimi paylaşmıyorum.



İlk kitabınızı elinize aldığınızdaki duygu neydi?

OÇ: Birçok duygu çöreklenmişti üstüme ama sanırım ağır basan şaşkınlıktı.

Sizden bir tek cümle/dize geriye kalsa, hangisi olsun isterdiniz?

OÇ: Tek bir cümle değil ama okuyanların hatırında kalacak birkaç öyküm varsa, ya da olursa, başka bir şey istemem.

Yazmak eylemi sizce hangi renktir?

OÇ: Kara-kızıl.

Bir tercih yapmak zorunda kalsanız okumayı mı, yazmayı mı seçerdiniz?

OÇ: İlla bir tercih yapacaksam bu ancak silah zoruyla olur. İkisi birbirinden ayrılmayacak tek bir uğraş bana kalırsa.

Hangi karakterinizin sizi yaratmasını isterdiniz?

OÇ: “İsa’ya Göre İsa” öykümdeki İsa.

Yaşar Kemal “ben ‘angaje’, bağımlı bir yazarım, kendime ve söze ve insanın onuruna bağımlıyım” der. Siz angaje bir yazar mısınız?

OÇ: Edebiyata angajeyim. Belki benim hüsnü kuruntumdur, bilemiyorum ama edebiyatın barışla, adaletle, özgürlükle, eşit paylaşımla yakından ilgili olduğunu düşünüyorum. Aksi halde edebiyat, güzel söz kurmaktan ibaret bir zanaat olurdu.

Yazmak bir tutku mu, yaşama biçimi mi, yoksa bir başka şey mi sizin için?

OÇ: Yaşama biçimi galiba. Çünkü merkezde edebiyat var. Yaşamımdaki her şey o merkeze göre konumlanıyor.

Genel olarak hayatınızda, özel olarak da yazma eyleminizde hiç keşkeleriniz oldu mu?

OÇ: Keşkelerim yok diyen yalan söylemiş olur.

onur çalı, haden öz, oggito söyleşileri, edebiyat, şiir, roman, söyleşi

Yorumlar